Trump yönetimi, 3 Nisan itibarıyla ithal edilen araçlarda %25 tarife uygulamaya başladı ve otomobil parçalarının da vergilendirilmesi planlanıyor. Tarife rejimindeki bu değişiklikler, otomotiv firmalarının iş yapma süreçlerini oldukça zorlaştırıyor.
Volkswagen, bu durumun Mayıs sonuna kadar düzelmesini umut ediyor. Tarifelerde bir düzelme olmazsa fiyat artışı kaçınılmaz olacak. Ancak Gruner, tarifelerden kaynaklanan maliyet artışının tamamını karşılayamayacaklarını belirtiyor.
Volkswagen, Meksika’da Tiguan, VW Taos ve Jetta; ABD Chattanooga’da ise Atlas, Atlas Cross Sport ve elektrikli ID4 üretimi yapıyor. Aynı zamanda Alman üretimi ID Buzz, Golf GTI ve Golf R modelleri de ABD’ye ithal ediliyor. Her araç, yurt dışında üretilen parçalar nedeniyle tarifelere karşı savunmasız kalabiliyor.
Haziran ayına kadar VW müşterileri fiyat artışıyla karşılaşmayacak. Bu geçici strateji, markanın müşteri ve bayilere verdiği önemi vurguluyor. Üretimi ABD’ye kaydırmak ise oldukça zor ve maliyetli bir süreç. Chattanooga’daki tesis, mevcut kapasiteyle bu talebi karşılayacak durumda değil.
Chattanooga tesisindeki kapasite artışı, ancak ek vardiya ile mümkün. Ancak bu çözüm, yalnızca tedarikçilerin yeterli parça sağlayabilmesi durumunda hayata geçirilebilir. Üretim değişikliği ve tedarik zinciri düzenlemesi milyon dolarlık yatırımlar gerektiriyor.
Gruner, mevcut platformda üretim yapmanın daha az maliyetli olacağını ifade ediyor; fakat bu süreç yine de önemli bir yeniden yapılandırma ve tedarikçi dönüşümünü içeriyor. Fiyatları düşük tutma çabası, oldukça maliyetli bir ülkede makul fiyatlı araçlar üretmeyi zorlaştırıyor.
Volkswagen, şu an için fiyatları sabit tutarak zaman kazanıyor; ancak uzun vadede tarife sorununu çözmek zorunda. Tüketiciler ve bayiler için bu belirsizliğin çözülmesi büyük önem taşıyor.
Volkswagen, tarifelerin yarattığı ekonomik baskıya rağmen şu an için fiyatları sabit tutuyor. Ancak uzun vadede, üretimin ABD’ye kaydırılması gibi stratejik adımlar atılması gerekebilir.