Sinclair, Fransa'nın Le Havre'ından Kazakistan'daki Almaty'ye kadar 18 farklı ülkede 19,000 mil kadar yol kat etti. “Dünyanın düşündüğümüz kadar erişilmez olmadığını öğrendim,” diyor. Seyahat ettiği yerleri sıralarken gözleri parlıyor; her yeni durak, ona ayrı bir heyecan katmış.
Sinclair, klasik muscle car'lara duyduğu sevgiyi dile getiriyor. Challenger'ın, geleneksel muscle otomobillerin özünü en iyi şekilde yansıttığını düşünüyor. “Zor günlerde, bu araca bir kaçış aracı olarak baktım,” diyor.
Başlangıçta yalnızca bir römork takan Sinclair, zamanla bir tavan kutusu ekleyip aracı daha pratik hale getirmiş. Ancak bu değişiklik, aracın yerden yüksekliğini etkilemiş ve bazı yolları zorlaştırmış. Sinclair, birkaç teknik tamir ve yükseltme yapmayı planlıyor.
Le Havre'den Almaty'ye gidişi 5,5 ay sürmüş ve bu sürecin büyük çoğunluğunu Avrupa ve Orta Asya'da geçirmiş. “Seyahat ederken daha az plan yapmanın, her günü bir macera haline getirdiğine inanıyorum,” diyor.
Yolda karşılaştığı zorluklardan birini hatırlarken, Pamir Otoyolu’ndaki deneyimlerini paylaşıyor. Mekanik sorunlar yaşasa da, yerel halkın yardımıyla bu problemleri aşmayı başarmış.
Almaty'ye döndükten sonra son hazırlıklarını yaparak keşfine devam edecek. Seyahatinin geri kalanının yaklaşık 18 ay süreceğini ve Orta Asya'dan Asya'nın derinliklerine doğru genişleyeceğini belirtiyor.
Sinclair, bu yolculuğun ona büyük bir ufuk açtığını ve her kültürden kendisine bir parça kattığını vurguluyor. Ayrıca, Challenger ile olan bağının derinleştiğini, arabanın artık kendisinin bir parçası haline geldiğini belirtiyor.
Özet: Keith Sinclair, Dodge Challenger ile dünyayı dolaşma hayalini gerçekleştiriyor. Zorlu yolları aşarken yaşadığı deneyimler ve otomobile duyduğu bağlılık, onu hem bir gezgin hem de bir otomobil tutkunu olarak şekillendiriyor. Yıllık 35,000 mil hedefine ulaşma yolunda, Sinclair'in benzersiz yolculuğu, insan ve makine arasında gerçek bir bütünleşmeyi simgeliyor.